Gün içinde zihnimizden geçen yaklaşık 84.000 düşüncenin dünkü düşüncelerimizden pek farkı yoktur, çünkü çoğu otomatikleşmiş, kemikleşmiş yargı kalıplarıdır.
Eski ve dökük bir binada tadilat yaptığımızda nasıl bazı yerleri kırıyor, bazı yerleri sıvıyor, duvarların rengini değiştiriyorsak, zihin yapımız için de aynısını yapmak zorundayız. Kendimize yarattığımız, alıştığımız bu çember artık bizi sıkıyorsa, o çemberi kırıp genişletmeliyiz.
Bunu yapmanın en kolay yolu sorulardır. Bu soruların da bazı püf noktaları vardır.
Soruları çocuksu bir merakla sormak ve bırakmak, en önemlisi budur. Bu merak gerçekten bir çocuğun saf merakı olmalıdır, çünkü soru sorarak iç çocuklarımızı da şifalandırıyoruz.
