Tanık ya da şahit olmak gözlemcinin işidir. Gözlem içinde gözü de barındırır. Göz gördüğünü filtreler ve anlam yükler, anda şahitler ve gerçek haline getirir.
Aile Dizimi’nde de açılan alanda olmuş olana tanıklık ederiz ve tanık olduğumuz durum o ana özgüdür. Şifa anda olur. O anın dışında o ana bakmak duygu yoksunluğu dolayısıyla anın içini boşaltır.
Seans sonrasında yapmamız gereken tek şey alanda tanık olduğumuzun akmasına izin vermektir. Bu bir akış gerektirir, ama çekilen ve paylaşılan fotoğraflar o anı dondurmakta ve bakan, sayısı bilinemeyen gözlemci tarafından ne olduğu anlaşılmaya çalışılarak tekrar tekrar yargılanmaktadır. Bu yargılama bilinerek ve farkında olarak değil, bilinçdışında olmaktadır.
Şifanın kaynağı o anda orada ortaya çıkarken alanı onurlandırmak mahremiyete saygı ile eşdeğerdir.
Ben o yüzden Aile Dizimi seanslarından fotoğrafların paylaşılmasını uygun bulmuyorum. O yüzden benim çalışmalarımda kaç kişinin olduğunun da fotoğraflı belgesi yoktur.