Bir vefat haberi aldım. Çocukluğumun sokağında, son 22 yıldır neredeyse her gün karşılaştığım, selamlaştığım Hasan kalp krizi geçirip gitmiş. Çok mu samimiydim, hayır. Çok mu şey paylaştım, hayır. Yine de çok üzüldüm.
Gençti, kızımla yaşıt, hatta kızımla birkaç yıl bir arada okumuş kızı var, bir de küçüğü… Hasan sessiz bir adamdı benim gördüğüm kadarı ile…Birden aklıma çocukluğumda çok duyduğum bir söz geldi: İyiler erken gider. Annem, babam bana göre iyi insanlardı ve erken gitmelerinden korkardım duydukça..
.Bu akşam erken giden iyileri düşündüm ve şunu fark ettim. Erken gidenler iyi olduklarından değil, iyi sustuklarından, iyi içlerine attıklarından, iyi yüklendiklerinden erken gidiyorlar. Hayır diyemeyenler seviliyor ve iyi etiketi alıyorlar. Borç verenler, her aradığınızda sizin yanınızda olanlar, çöpünüzü taşıyanlar iyi etiketi alıyorlar ve mutlu oluyorlar, çünkü buna ihtiyaçları var. İyi olmak değil aslında, sevilmek istiyorlar.İyi olmak değil, aranmak istiyorlar; onaylanmak, ait olmak istiyorlar. Kalplerini açıkmış gibi gösterip kapatıyorlar, çünkü yaralanmaktan, kırılmaktan, dışlanmaktan korkuyorlar. İçlerine attıkça atıyorlar ve taşıyamadıklarında gidiyorlar…Erken gidenler acaba çocukluklarını erken bırakanlar mı, çocukluklarına orada mı kavuşmak istiyorlar?
Demeniz gerekiyorsa hayır diyin, Kendinize sahip çıkın, kalbinize ve kendinize olan sevginize sahip çıkın. Mış gibi yapmadan, gerçeğin dibine kadar inerek yaşayın ve hayatın tadına varın. Hayat bir hediye, her nefesin hakkını vermek gerek, ölmeden Allah’a ulaşmak için.
Mekanın cennet olsun Hasan, huzurla uyu.